Yasin Suresi Meali
20 Temmuz 2024

Yasin Suresi Meali


1 - Yâsîn.

2-3 - Hikmetli Kur'an'a andolsun ki, sen gönderilmiş bir peygambersin.

4 - Dosdoğru bir yol üzerindesin.

5-6 - Babaları uyarılmamış ve kendileri de gaflet içinde olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli olan Allah'ın indirdiği Kur'an ile uyarasın.

7 - Andolsun ki onların çoğunun üzerine azap sözü hak olmuştur. Onlar iman etmezler.

8 - Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirdik. O kelepçeler çenelerine kadar dayanmıştır ve başları yukarı kalkmıştır.

9 - Biz onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik. Onları sardık da artık göremezler.

10 - Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.

11 - Sen ancak Kur'an'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.

12 - Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) sayıp tespit etmişizdir.

Şehir Halkının Kıssası

13 - Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.

14 - Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz." dediler.

15 - Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz, hem Rahman olan Allah hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.

16 - Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."

17 - "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir."

18 - Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azap dokunur."

19 - Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz kendinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı adet edinmiş bir kavimsiniz."

20 - Şehrin uzak bir köşesinden bir adam koşarak geldi ve dedi ki: "Ey kavmim! Uyun o elçilere."

21 - "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar doğru yoldadırlar."

22 - "Bana ne oluyor da, beni yaratana kulluk etmeyecekmişim? Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."

23 - "Hiç ben O'ndan başka ilahlar edinir miyim? Eğer Rahman bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."

24 - "Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum."

25 - "Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni."

26 - (Sonra ona) "Haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!"

27 - "Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını."

28 - Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.

29 - Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.

30 - Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.

31 - Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar.

32 - Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir.

Allah'ın Kudret Delilleri

33 - Onlara ölü toprak da bir delildir. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.

34 - Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.

35 - Bunu, onun üründen ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

36 - Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir.

37 - Gece onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar.

38 - Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

39 - Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o, eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür.

40 - Ne güneşin aya çatması yaraşır ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.

41 - Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.

42 - Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.

43 - Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur ne de onlar kurtarılır.

44 - Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka.

Allah'ın Uyarıları ve İnsanların Tepkileri

45 - Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildiği zaman.

46 - Kendilerine Rablerinin ayetlerinden herhangi bir ayet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.

47 - Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kafirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.

48 - Yine onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız bu (Kıyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.

49 - Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir.

50 - O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.

Kıyamet ve Sonrası

51 - Sur'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.

52 - Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahman'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.

53 - Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuştur, derhal hepsi toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir.

54 - Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.

55 - Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.

56 - Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.

57 - Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.

58 - Onlara Rahim olan Rab'den "selam" sözü vardır.

59 - Ey günahkarlar! Bugün siz bir tarafa ayrılın.

60-61 - "Ey Adem oğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak).

62 - Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?

63 - İşte bu size vaad edilen cehennemdir.

64 - Bugün yaslanın ona bakalım, inkar ettiğiniz için.

65 - Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.

66 - Hem dileseydik gözlerini kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?

67 - Yine dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi ne de geri dönebilirlerdi.

68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?

69 - Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

70 - Bu, diri olanları uyarmak ve kafirlere de azap sözünün hak olması içindir.

71 - Şunu da görmediler mi: Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar.

72 - Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de hem onlardan binekleri var hem de onlardan yiyorlar.

73 - Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

74 - Onlar, Allah'tan başka birtakım ilahlar edindiler. Güya yardıma mazhar olacaklar.

75 - Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir.

76 - O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.

77 - İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de şimdi apaçık bir hasım kesildi?

78 - Yaratılışını unutarak bize bir de örnek verdi: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.

79 - De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve O her yaratmayı bilir."

80 - Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.

81 - Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kadir değil midir? Elbette kadirdir. Çünkü O her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.

82 - O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

83 - O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

İlk soruyu siz sormak istermisiniz?

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Yasin Suresi Kaç Ayet

Yasin Suresi Kaç Ayet

Haber Bülteni

Popüler İçerik

Yasin Suresi Oku

Yasin Suresi Oku

Yasin Suresi Tefsiri

Yasin Suresi Tefsiri

Yasin Suresi Arapça

Yasin Suresi Arapça

Yasin Suresinin İnişi

Yasin Suresinin İnişi

Yasin Suresi

Yasin Suresi